Arama

SİVİL VİCDAN RAPORU

3 ay önce | Okunma Sayısı : 37


SİVİL VİCDAN RAPORU

*SİVİL VİCDAN RAPORU*                                                                                                                              

       "Bu rapor, sivil meclislerin kamu yararını gözeterek hazırladığı ve iyi yönetişim ilkelerinin sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki etkisini nesnel veriler ışığında ortaya koymayı amaçlayan tarafsız bir çalışmadır. Çalışmada, Finlandiya, Almanya, Fransa ve Türkiye örnekleri üzerinden karşılaştırmalı analiz yapılmıştır. "                                                                                                                                                                            *İYİ YÖNETİMİN SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ*

ABDULLAH SERTKAYA

Yurtdışı İşçi Hizmetleri E.Genel Müdür Yardımcısı

AB Kalite Baş Tetkikçisi – Bakanlık Kalite Konsey Başkanı

 

*Özet:*

Bu çalışma, iyi yönetişim ilkelerinin sosyal güvenlik sistemlerinin işleyişi ve başarısı üzerindeki etkisini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Finlandiya, Almanya, Fransa ve Türkiye’nin emeklilik sistemleri; emeklilik yaşı, ortalama emekli maaşı, sosyal yardım yapısı, yönetim kalitesi, vatandaş memnuniyeti, refah düzeyi ve sistemin sürdürülebilirliği gibi çok boyutlu göstergeler temelinde karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çalışmada kullanılan veriler, OECD, Avrupa Komisyonu, ILO ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların raporları ile ilgili ülkelerin ulusal kurumlarından temin edilmiştir. Elde edilen bulgular, iyi yönetimin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal adaletin sağlanması, yaşlı yoksulluğunun azaltılması ve emeklilik sistemlerinin sürdürülebilirliğinin teminat altına alınmasında da belirleyici bir rol oynadığını ortaya koymaktadır.

 

*GİRİŞ*

İyi yönetim, sadece siyasal başarıların değil, aynı zamanda sosyal refahın, toplumsal adaletin ve kamu kaynaklarının sürdürülebilir kullanımının da belirleyicisidir. Bu bağlamda, iyi yönetişim ilkeleri ile inşa edilen sosyal güvenlik sistemleri, bireylerin yaşlılık dönemlerini insan onuruna yakışır biçimde geçirmelerini temin eder. Bu çalışmada, Finlandiya, Almanya, Fransa ve Türkiye örnekleri üzerinden, iyi yönetimin sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki etkisi değerlendirilecektir.

 

Siyasal arenada iktidar ve muhalefet, yönetime ilişkin farklı bakış açılarına sahiptir. İktidar, genellikle kendi uygulamalarını "iyi yönetim" olarak savunurken; muhalefet, aynı uygulamaları "kötü yönetim" örneği olarak eleştirir. Ancak bu yaklaşımlar çoğunlukla öznel ve duygusaldır; kamu yönetiminin kalitesini belirleyen şey, siyasal pozisyonlar değil, nesnel göstergelerdir. Bu göstergeler arasında şeffaflık, hesap verebilirlik, liyakat, katılımcılık ve sürdürülebilirlik yer alır. (1) Türkiye Müslüman ülke ve yöneticileri de dindar, Müslüman, milliyetçi, Türk, vatanperver, bayrağını seviyor, ahlaklı ve Allah’a inanıyor. Oysa Finlandiya, Almanya ve Fransa gibi ülkelere de gavur diyoruz. Türkiye’deki sosyal güvenlik sistemi ile gavur diye küçümsediğimiz ülkelerin sosyal güvenlik sistemleri aynı değil. Demek ki ülkelerde uygulanan sosyal güvenlik sistemi kişilerin dindar veya dinsiz olmasına bakmıyor. Ölçümüz sistemin adaletli, verimli ve etkinliği söz konusudur. Nitekim Kur’an “Vay ölçüye dikkat etmeyenlerin haline” diyerek adaletli sistem, daima adaletsiz sistemlere galip gelecektir.

 

Bu nedenle, siyasal aktörlerin —ister iktidarda olsun ister muhalefette— iyi yönetime ilişkin eleştirilerini veriye ve objektif göstergelere dayandırması, yönetim kalitesinin artmasına katkı sağlar. Kötü yöneten bir yapı, ancak nesnel veriler ışığında kendi zayıflıklarını görebilir; iyi yöneten bir yapı ise, aynı veriler sayesinde mevcut başarılarını geliştirerek daha etkin hale gelebilir. (2)

 

Ne yazık ki Türkiye’de, siyasal performans değerlendirmeleri genellikle duygusal ve tarafgir bir zeminde yürütülmektedir. Bu da, hem mevcut sorunların görünmez kılınmasına, hem de yapılabilecek reformların ötelenmesine neden olmaktadır. (3) Oysa iyi yönetimin sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki etkisi, sadece ekonomik değil, toplumsal barış açısından da kritiktir. Sosyal güvenlik; yaşlı bireyler için yaşam güvencesi, çalışanlar için ise gelecek kaygısının giderilmesidir.

 

Uluslararası karşılaştırmalarda açıkça görülmektedir ki, iyi yönetişimin güçlü olduğu ülkelerde (örneğin Finlandiya ve Almanya), sosyal güvenlik sistemleri daha kapsayıcı, sürdürülebilir ve vatandaş memnuniyeti yüksektir. (4) Bu sistemlerde yaşlı yoksulluğu minimize edilmiş, emeklilik hakkı adalet temelinde yapılandırılmıştır. Buna karşılık, yönetim kalitesinin düşük olduğu sistemlerde (örneğin Türkiye örneğinde), sosyal güvenlik hem finansal açıdan sürdürülemez hale gelmekte, hem de vatandaşların yaşam kalitesini artırma işlevini yerine getirememektedir. (5)

 

Sosyal güvenlik sistemleri, devletlerin vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirdiği en temel yapılardan biridir. Bu sistemlerin etkinliği yalnızca mali güce ya da nüfus yapısına değil, aynı zamanda yönetim kalitesine de bağlıdır. Nitekim emeklilik sistemlerinin adil, sürdürülebilir ve kapsayıcı olması; şeffaflık, hesap verebilirlik ve liyakat gibi iyi yönetişim ilkelerine doğrudan bağlıdır. İyi yönetilen ülkelerde sosyal güvenlik sistemleri hem ekonomik refahı hem de toplumsal huzuru destekleyen birer araç hâline gelir. Bu çerçevede, Finlandiya, Almanya, Fransa ve Türkiye’nin sosyal güvenlik yapıları, yönetim nitelikleriyle birlikte karşılaştırıldığında çarpıcı farklılıklar ortaya çıkmaktadır.⁶⁻⁷

 

Yöntem

Bu çalışmada, sosyal güvenlik sistemlerinin performansını değerlendirmek amacıyla nitel karşılaştırmalı analiz yöntemi kullanılmıştır. Veriler, başta OECD⁸, Avrupa Komisyonu⁹, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)¹⁰ ve Dünya Bankası¹¹ olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşların yanı sıra Finlandiya, Almanya, Fransa ve Türkiye’nin resmî sosyal güvenlik kurumlarının yayınladığı kaynaklardan derlenmiştir. Bu sayede hem küresel karşılaştırmalar yapılmış hem de ülke özelindeki uygulamalar ayrıntılı şekilde incelenmiştir.

 

Karşılaştırmalı Tablo-1

Ülke Emeklilik Yaşı Ortalama Emekli Maaşı Sosyal Yardım Sistemi Yönetim Niteliği Refah Düzeyi Sürdürülebilirlik Yorum

Finlandiya 63–70 ~1.500 € Evrensel (garanti ve katkıya dayalı) Yüksek (planlı, liyakate dayalı) Çok Yüksek Yüksek Yaşlı yoksulluğu yok denecek kadar az, çok başarılı bir model.¹²

Almanya 65–67 ~1.300–1.500 € Katkıya dayalı, kamu destekli Kurumsal ve hesap verebilir Yüksek Yüksek Yaşlanan nüfusa rağmen istikrarlı bir sistem.¹³

Fransa 62–64 ~1.600 € Kamu destekli, emekli sendikaları etkili Orta–Yüksek, reform ihtiyacı sürekli Yüksek Orta Sosyal refah yüksek ancak sistem reformlarla ayakta duruyor.¹⁴

Türkiye 52–60 ~330–400 ₺ Katkı esaslı, sosyal yardım sınırlı Popülizm ağırlıklı, denetim zayıf Orta–Düşük Düşük Düşük maaş, erken emeklilik, yapısal sorunlar derin.¹⁵

 

SONUÇ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

*Finlandiya ve Almanya, planlılık, liyakat ve hesap verebilirliğe dayalı sosyal güvenlik sistemleriyle dikkat çekerken; Fransa cömert refah modeliyle öne çıkmakta, ancak sürdürülebilirlik sorunu yaşamaktadır (Esping-Andersen 1990* ). Türkiye ise *yönetim zayıflığı ve popülist uygulamalar* nedeniyle sosyal güvenlikte ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıyadır.

 

Türkiye, halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkedir; yöneticileri de sıklıkla dindar, milliyetçi ve vatanperver kimliklerle öne çıkmaktadır. Buna karşın, sosyal güvenlik sistemlerinde karşılaştırmaya konu olan Finlandiya, Almanya ve Fransa gibi ülkeler seküler ve Batılı yönetim biçimlerine sahiptir. Bu ülkeler, kamuoyunda zaman zaman "gavur ülkeler" şeklinde nitelendirilse de, sosyal güvenlik sistemlerinin adalet, sürdürülebilirlik ve vatandaş memnuniyeti açısından Türkiye’den çok daha ileri seviyede olduğu gözlemlenmektedir (19).

 

Bu durum, bir ülkenin sosyal güvenlik sisteminin başarısının yalnızca dini kimliklere ya da yöneticilerin inanç düzeyine değil, sistemin adaletli, verimli ve etkin biçimde kurulmasına bağlı olduğunu göstermektedir. Kur’an-ı Kerim'de yer alan “Vay hâline ölçü ve tartıda hile yapanların” (el-Mutaffifîn, 83/1) ayeti, sistemin adalet ilkesine uygun işlemesinin önemine işaret eder (20). Bu bağlamda, adaletli sistemler, inanç ya da ideolojik farklılıklardan bağımsız olarak toplumsal refah açısından belirleyici olmaktadır.

 

Finlandiya ve Almanya, *sosyal güvenlik sistemlerinde planlılık, liyakat ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda yapılandırılmış modelleriyle öne çıkmaktadı* r. (16) Bu ülkelerde sistemlerin sürdürülebilirliği yüksek olup, yaşlı nüfusun refahı güvence altına alınmıştır. Fransa ise cömert refah modeliyle sosyal güvenlik alanında güçlü bir performans sergilemekle beraber, sistemin sürdürülebilirliği konusunda önemli zorluklarla karşılaşmaktadır (17). Türkiye’de ise yönetim zayıflığı ve popülist uygulamalar, sosyal güvenlik sisteminin yapısal sorunlarını derinleştirmekte ve emeklilik sistemi üzerinde ciddi baskılar oluşturmaktadır. (18) Bu sonuçlar ışığında, *Türkiye için aşağıdaki çözüm önerileri öncelikli hale gelmektedir:*

*Yönetim Kalitesinin Artırılması* : Planlı, liyakate dayalı ve hesap verebilir yönetim anlayışının benimsenmesi, kurumların etkinliğinin artırılması gerekmektedir.

*Sürdürülebilir Emeklilik Politikaları:* Emeklilik yaşı ve prim sistemi, demografik değişikliklere uygun şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.

 

*Sosyal Yardımların Genişletilmesi* : Yaşlı yoksulluğunu önleyecek evrensel destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.

*Şeffaflık ve Denetim Mekanizmalarının Güçlendirilmesi:* Sosyal güvenlik kurumlarında denetim mekanizmaları güçlendirilerek, kaynakların verimli kullanımı sağlanmalıdır.

*Bu öneriler, Türkiye’nin sosyal güvenlik sisteminde hem sürdürülebilirliği hem de vatandaş memnuniyetini artıracak önemli adımlardır.*

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorumlar